Boğaziçi Üniversitesi’nde rektörlük binası önünde gerçekleştirilen protestolara destek verdikleri gerekçesiyle, rektörlük tarafından yerleşkeye girişleri yasaklanan emekli akademisyenler, 5 Temmuz’da toplu olarak dava açtı.
Aralarında Oya Başak, Güler Fişek, Fatma Gök, Sumru Özsoy, Ayfer Hortaçsu, Cevza Sevgen ve Alpar Sevgen’in yer aldığı 7 akademisyenin açtığı davada İstanbul 13’üncü İdare Mahkemesi 18 Eylül’de yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Mahkemenin kararının ardından rektörlük, emekli akademisyenlerin yerleşkeye girişlerini sağlayan BUCard uygulamasını tamamen kaldırdı. Söz konusu uygulamaya akademisyenlerden tepki geldi.
‘TARİHE YAZILACAK’
Cumhuriyet’e konuşan bilgisayar mühendisliği bölümü başkanı Prof. Dr. Cem Say, “Dünyada böyle bir üniversite yok” tepkisini gösterdi.
Say, “Üniversitelerde emeklilik, devlet dairesindeki herhangi birinin emekli olmasıyla aynı şey değil. Hocalık, birinin yerini kolayca doldurabileceğiniz bir meslek değil. Ne kadar uzun süre çalışırsanız alanınızda o kadar iyi oluyorsunuz. Dünya genelinde, çok iyi üniversitelerde 100 yaşında olup hâlâ ders veren hocalar var. Emekli oldu diye kapıdan almamanın kimin aklına geldiğini bir türlü anlayamıyorum. Dünya akademi tarihine ‘altın harflerle’ yazılacak bir olay” diye konuştu.
Ders vermesi rektörlük tarafından engellenen akademisyenlerden Kaan Öztürk de “Normal bir akademik kurum emekli hocaların girmesini yasaklamayı bırak, ofislerini bile bozmaz. ‘Burada çalışmaya devam et, ortamı zenginleştir’ der. Ama öyle kurumların başında, oradan nefret eden ve yıkmakla görevlendirilmiş kayyumlar yok tabii” dedi.
Yine ders vermesi engellenen ve “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan Yaman Barlas da “Bize komik geliyor. Ama ‘onlar’ yolunu bulur. ‘Onlardan’ olan her emekliye üniversite bir ‘görevcik’ yaratıp kampusu istedikleri gibi kullanma olanağı tanırlar. Bundan emin olabiliriz. Ülkede ve üniversitede durum çok vahim. Kurumları tahrip etmede hiçbir sınır tanımıyorlar” ifadelerini kullandı.
